Sıkça karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi tüketicinin muadil ürün ile orjinal ürünü ayırt edememesi. kırtasiyelerde satılan ürünlerin serbest piyasa gereği merkezin fiyatları bir birine yakındır. faber-castell 12 li gazlı kalem bende 12.50 TL dir bir başkasında 11 TL bir başkasında da 15 TL olabilir bu firmanın fiyat politikasına,semt farkına, iskontosuna ve toptancısına göre değişgenlik gösterir.
Fakat müşteriler bazen sorar ben bir yerde gördüm o boya 7 lira sizde neden 12,50 TL. O zaman kuşkulana bilirsiniz. Çünkü bir perakendeci ürününü %80 karla sattığını düşünürsek anca 7 liraya geliş fiyatına karşılık gelir. Normal bir malında kimse kampanyada olsa geliş fiyatına vereceğini düşünmüyorum verende zaten para kazanamaz bir anlamı olmaz.
O zaman geriye bir seçenek daha kalıyor bu mal muadil olabilir mi? Bunu nasıl anlarız?
Öncelikle muadil'in anlamı "eş değer" demek kaba tabir ile "çakma" da diyebiliriz. Peki nasıl anlarız.
Bunu anlamak için ambalaja bakmak sizi yanıtla bilir. çünkü ambalaj taklit edilmesi en kolay özelliğidir. Günümüz teknolojisi ile zaten bu çok kolay hale geldi. hologram vs. bunlarda tek başına yeterli değildir.
Ürünü orjinal yapan şey örneğin boyadaki rengin canlı olması veya hepsinden daha önemlisi azor vb. gibi çok tehlikeli kimyasal madde içermemesidir. Bu tür maddelerden arındırmak veya da bu tür maddeleri içermeyen aynı tür maddeleri bulmak bu işin maliyetini arttıran etkendir. Yani yeri gelir orjinal malı tüketicinin anlaması bile çok zor hale gelebilir. bununda en kolay yolu lisanslı faturalı ürün satan veya tanıdığınız işletmelerden almaktır.
Burada sizlerle bir anımı paylaşmak istiyorum. Genelde müşterilerimizin yakındığı bir konuda sezon başlarında marketlerdeki fiyatlarla esnafı veya da kırtasiye mağazalarını karşılaştırmaktır. Bir gün toplu mal alımı için tanınan bir firmanın pazarlamacı arkadaşını çağırdım. Kendisinden en uygun iskontoyu alabilmek için pazarlık ettim. şu kadar alsam ne kadar olur. Mal fazlası verir misiniz diye. oda, abi eğer bu adetlerde ürün alırsan ben sana özel üretim yaptırtırım dedi. o ne demek deyince de, kendilerini bu büyük marketler için falan bir alt kalite özel üretim yapabildiklerini söyledi. bu bir alt kalite nedir peki?. mesela büyük bir marketten ünlü bir markanın kırmızı kalemini alıyorsunuz. o kırmızı kalem pembe yazıyor. kırtasiyeden aldığınızda kırmızı yazıyor. yada guaj boya alıyorsunuz birinin kıvamı olması gereken gibi marketten alıyorsunuz onun kıvamı daha su gibi.
Burada firmaların yaptığı tüketiciyi kandırmak ve esnafı daha pahalı göstererek onların kuyusunu kazmaktır. Marketlerin zaten hiçbir şey umurunda değil. Ne olursa olsun sadece satalım. bence her ürün o işin marketinden alınmalıdır. et kasaptan, ekmek fırından vb. gibi.
Kırtasiye
Ürün alırken nelere dikkat ederiz hangi markaları güvenle kullanırız hangi markanın hangi ürününü alabiliriz gibi soruların cevaplarını vermeyi umuyorum.
17 Haziran 2017 Cumartesi
Kırtasiye ürünlerine %25 fon 2017 ilk yarısı
Bakanlar kurulu kırtasiye sektöründe üretime geçilebilmesi ve ithalatı azaltmak için 2017 senesinin başında sektöre fon getirerek önlem almak istedi. Bu fon sayesinde hem ithalatı azaltmayı hemde bu üretime teşvik etmeyi düşündü.
Üretime teşvikte peki sadece fon getirmek yeterlimi? Bence değil. bunun sebeplerinden başında Ham madde ithalatı geliyor. Ülkemizde Ham madde sektörü çok neredeyse yok gibi tabiri caiz ise biz sadece Ham madde alıp şekil vermeye çalışıyoruz. Buda yüksek fiyatlı Ham madde + üretim + ambalajlama+tasarım + pazarlama + lojistik maliyetleri derken büyük bir ekonomiye dönüşüyor. firmalar bunun yerine gidip yurt dışından ucuza ürün alıp buradaki çok büyük basamakları atlayıp direk son bir kaç basamakta ilerlemeyi tercih ediyor.
Peki bu durum tüketiciye nasıl yansıyor. devletin 2017 senesinde kırtasiye ürünlerinin çoğuna %25 fon getirmesi ile ve son zamanlardaki döviz artışlarını da eklersek ortalama fiyatlar ithal ürünlerde %40-50 arası bir artışa sebep oldu.
Bunu da şöyle bir basit matematik hesabıyla KDV eklemeden hesaplaya biliriz. 10 TL ye Türkiye ye giren ürün distribütör %20 kar oranı ile piyasaya veriyor ve 12 TL ye bölge bayisine gidiyor oradan da %30 kar oranı ile 15,50 TL perakendeciye satılıyor. perakendecide aldığı bu ürünü %80 karla 27,50 TL ye satıyor.
Aynı hesabı %25 fondan sonra yaparsak 10 TL ye Türkiye ye gelecek mal 12,50 - 19,50 - 35,00 TL ye tekabül ediyor. Birde üzerine döviz kurunun 1 senelik ortalamasını katarsak sonuç olarak % 50 yakın fark ortaya çıkıyor.
Yani sene başında aldığınız 1 liralık silgi oluyor size 1,50 TL. veya 13,50 TL ye satılan play-doh oyun hamurunun şuan ki(18.06.2017) fiyatı 19,50 TL gibi.
Peki bu durumun önüne geçmek için ne yapmak lazım? Benimde sizin gibi naçizane fikrim ham madde üretim sektörünü büyütmek. Eğer biz ahşap gövdeli boya kalemi yapacaksak endüstriyel ağaç üretimini hızlandırmamız lazım. Boya üretimi için ham madde sağlayan renk bitkilerini yetiştirmemiz lazım.
Sadece bunları üretmek yeter mi tabi ki de hayır. Bu uzun yolda nitelikli teknolojiyi ve alt yapıyı da üretmek ve geliştirmek zorundayız bunların hepsi birer bütün. Geç kalınmadan bir yerinden başlamalıyız
Üretime teşvikte peki sadece fon getirmek yeterlimi? Bence değil. bunun sebeplerinden başında Ham madde ithalatı geliyor. Ülkemizde Ham madde sektörü çok neredeyse yok gibi tabiri caiz ise biz sadece Ham madde alıp şekil vermeye çalışıyoruz. Buda yüksek fiyatlı Ham madde + üretim + ambalajlama+tasarım + pazarlama + lojistik maliyetleri derken büyük bir ekonomiye dönüşüyor. firmalar bunun yerine gidip yurt dışından ucuza ürün alıp buradaki çok büyük basamakları atlayıp direk son bir kaç basamakta ilerlemeyi tercih ediyor.
Peki bu durum tüketiciye nasıl yansıyor. devletin 2017 senesinde kırtasiye ürünlerinin çoğuna %25 fon getirmesi ile ve son zamanlardaki döviz artışlarını da eklersek ortalama fiyatlar ithal ürünlerde %40-50 arası bir artışa sebep oldu.
Bunu da şöyle bir basit matematik hesabıyla KDV eklemeden hesaplaya biliriz. 10 TL ye Türkiye ye giren ürün distribütör %20 kar oranı ile piyasaya veriyor ve 12 TL ye bölge bayisine gidiyor oradan da %30 kar oranı ile 15,50 TL perakendeciye satılıyor. perakendecide aldığı bu ürünü %80 karla 27,50 TL ye satıyor.
Aynı hesabı %25 fondan sonra yaparsak 10 TL ye Türkiye ye gelecek mal 12,50 - 19,50 - 35,00 TL ye tekabül ediyor. Birde üzerine döviz kurunun 1 senelik ortalamasını katarsak sonuç olarak % 50 yakın fark ortaya çıkıyor.
Yani sene başında aldığınız 1 liralık silgi oluyor size 1,50 TL. veya 13,50 TL ye satılan play-doh oyun hamurunun şuan ki(18.06.2017) fiyatı 19,50 TL gibi.
Peki bu durumun önüne geçmek için ne yapmak lazım? Benimde sizin gibi naçizane fikrim ham madde üretim sektörünü büyütmek. Eğer biz ahşap gövdeli boya kalemi yapacaksak endüstriyel ağaç üretimini hızlandırmamız lazım. Boya üretimi için ham madde sağlayan renk bitkilerini yetiştirmemiz lazım.
Sadece bunları üretmek yeter mi tabi ki de hayır. Bu uzun yolda nitelikli teknolojiyi ve alt yapıyı da üretmek ve geliştirmek zorundayız bunların hepsi birer bütün. Geç kalınmadan bir yerinden başlamalıyız
Kuru boyada hangi marka tercih edilebilir? Hangi marka daha ucuz ve kaliteli?
Öncelikle burada size yapmış olduğum ufak bir karşılaştırma sonucu ortaya çıkan farkları göstereceğim. yukarıda gördüğünüz normal bir dosya kağıdına denemiş olduğum kalemlerin markaları ve renkleri.
Buradaki amacım ürünlerin arsında çok büyük fiyat farkları var. örneğin stabilo marka 12 li kuru boya 35 tl iken, fatih marka 9,50 tl neredeyse aralarında 4 kat fark var. Peki bu fiyat farkı ile ürünlerin kalitesi arasında da bu kadar büyük uçurumlar varımı buna bir bakalım istedim.
Kullanmış olduğum markaları size tanıtayım.
Faber Castell
Hepimizin bildiği tanıdığı 250 senelik bir marka. Alman markası.
Üretim yeri Türkiye
ortalama fiyatı kırtasiyelerde 17,50 tl.
* klasik altıgen gövdeli
* tutuşunda herhangi bir zorluk veya eli acıtma yok
* boyarken klasik bir kuru boya kolaylığı var
* boya yapısı daha sert.boyama yaparken daha az boyanın gittiğini görüyorsunuz. yani daha uzun ömürlü olabilir.
*kokusu klasik ahşap kalem kokusu çocuklar için zaten zararsız.
Buda yakından tanıdığımız bir marka.
Alaman markası.
Üretim yeri Çek Cumhuriyeti
Ortalama fiyatı kırtasiyelerde 30-35 tl
*üçgen gövdeli
*ergonomik ve rahat bir tutulu var diğer markalara göre. Gövdesi daha kalın.
* kalemlerin daha esnek ve hafif bir yapısı var
*koku diğer kalemlerle aynı ahşap kokusu
*boyarken daha yumuşak ve akıcı. çok azda olsa pastel boya hissi veriyor.
*kalem daha kalın olduğu için daha fazla alanı boyaya biliyor buda küçük çocuklar için avantaj.
Üretim yeri Türkiye
ortalama fiyatı kırtasiyelerde 17,50 tl.
* klasik altıgen gövdeli
* tutuşunda herhangi bir zorluk veya eli acıtma yok
* boyarken klasik bir kuru boya kolaylığı var
* boya yapısı daha sert.boyama yaparken daha az boyanın gittiğini görüyorsunuz. yani daha uzun ömürlü olabilir.
*kokusu klasik ahşap kalem kokusu çocuklar için zaten zararsız.
Stabilo
Buda yakından tanıdığımız bir marka.
Alaman markası.
Üretim yeri Çek Cumhuriyeti
Ortalama fiyatı kırtasiyelerde 30-35 tl
*üçgen gövdeli
*ergonomik ve rahat bir tutulu var diğer markalara göre. Gövdesi daha kalın.
* kalemlerin daha esnek ve hafif bir yapısı var
*koku diğer kalemlerle aynı ahşap kokusu
*boyarken daha yumuşak ve akıcı. çok azda olsa pastel boya hissi veriyor.
*kalem daha kalın olduğu için daha fazla alanı boyaya biliyor buda küçük çocuklar için avantaj.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)